19 Aralık 2011 Pazartesi

18 KASIM VE KÜRT İSYANLARI

Bu gün 18 Kasım ….

Aslında ellerim bir türlü yazmaya gitmiyor. İçimde kırılan hüzün, bağrıma bir karın ağrısı gibi acı veriyor. Nedense her 18 Kasımda aynı duyguları yaşarım. Bazen insanlık onuruna dair hiç bir şeyin kalmadığına inanır içimdeki umutların gittikçe azaldığını, söyleyeceklerimin ve yazacaklarımında bir iç boşlatma ve rahatlamadan öteye gitmeyeceğinin kanısına varıyorum.

1930 ZİLAN KATLİAMINDA BİR ASKERİN İTİRAFLARI

Ağrı başkaldırısından sonra Zilan Vadisi'ne sığınan Kürtlere, dönemin Kolordu Kumandanı Salih Paşa tarafından yürütülen askeri harekâtla tam bir soykırım uygulanır. Türk uçakları tarafından Zilan Bölgesi bombalanır, dağlar ve dereler ateş altına alınır. Bölgenin giriş ve çıkışları tutulur ve bölge on binlerce asker tarafından kuşatılır, katliam başlar..........

Ağrı Dersim ve Koçgıri Olayları

1921 Koçgiri


"Türkiye'de Zo (Ermeniler) diyenleri temizledik, Lo (Kürtler) diyenlerin köklerini de ben temizleyeceğim" Sakallı Nurettin Paşa-1921 Koçgiri İsyanı


1930 Ağrı


Cumhuriyet gazetesinin yazarı Yusuf Mahzar, 16 Temmuz tarihli haberinde müjdeyi verir: "Ağrı Dağı tepelerinde kovuklara iltica eden 1500 kadar şaki kalmıştır. Tayyarelerimiz şakiler üzerine çok şiddetli bombardıman ediyorlar. Ağrı Dağı daimi olarak infilak ve ateş içinde inlemektedir. Türk'ün demir kartalları asilerin hesabını temizlemektedir. Eşkiyaya iltica eden köyler tamamen yakılmaktadır. Zilan Harekatı'nda imha edilenlerin sayısı 15.000 kadardır. Zilan deresi ağzına kadar ceset dolmuştur..."

Memurlar.net.... *Zilan Katliamı*

Ağrı isyanının Ardından 13 temmuz 1930'da Vanın erciş ilçesindeki Zilan Vadisine Sığınan Kürtlere Yönelik Dönemin Kolordu kumandanı Salih PaşaKomutanlıgında Operasyon Düzenlendi. Havadan ßombalanan Bölge on binlerceAsker tarafından kuşatıldıktan sonra Katliam yapıldı. Toplam 44 Köyün Ateşe Verildigi Katliamda Yaklaşık 15 bin kişide Ceme Gürceme vadisinde birbirlerine baglanarakToplu bir şekilde Vahşice Katledildi.
Katliamın yaşandıgı Dönemde Hasan Abdal, Aks, Şahbazar, Doğancı,Tendurek, Çakırbey, Yılanlık, Harhus, ßabazeng,Kömür, Şor, Şorik Mürşit,Mescitli Karakilis,Kündük Zorava,Aryutin, Hallaçköy,Koşköprü, Kuruçem,Mülk,Yekmal, Klise, Goks, A.Partaş,Y.partaş, Binesi,ßunizi,

33 KURŞUN...Hüseyin Caner AKKURT

1992 yılında İslahiye’de Yavuz Abi’nin (M.Yavuz Ay) evinde “33 Kurşun” şiirini ilk kez Ahmed Arif’in kendi sesinden dinlemiştim…
Bu şiir, tıpkı Necip Fazıl’ın “Öz yurdunda garipsin,öz vatanında parya!” mısra-i bercestesinde olduğu gibi,alır götürür beni Özalp’e, Dersim’e, Zilan’a, İskilipli Atıf Hoca’ya,Mamak’a, Diyarbakır’a…

“Zilan deresi ağzına kadar ceset dolmuştur..”



AKP Devletinin “Kürt sorunun” çözümünde anladığı,Kürt’lerin Demokratik hak ve özgürlüklerinden vaz geçip Türkleşmek ve dayatılan asimilasyonu kabul etmektir.
AKP,devlet yapılanmasında hakimiyetini ilan ettikten sonra,önceki Askeri vesayet devlet anlayışının kötü bir kopyasını Kürtlere dayatmakta ve kabul ettirmek için de kapsamlı bir savaşı göze aldığı görülmektedir.

AL BAYRAGINDAN KAN DAMLAYAN CUMHURIYETIN 90 YILLIK SUC DOSYASI

- Ağrı Katliamı: Ağrı’da 1926’da, 1927’de ve son olarak 1930’da ayaklanır halk. Ayaklanmanın ilk döneminde katledilen Kürt sayısı resmi raporlara göre 15 bin’dir. Zilan deresi cesetlerle dolar. Ağrı ayaklanmalarında katledilenlerin toplam sayısı 47 bin’dir.

Gecmisleriyle Yüzlesmek -Zara,Zilan Deresi,Dersim

Zilan Deresi Katliami „Kadın, çocuk ve bebeler dahil herkesi, bölgedeki bütün köylerin halkını, binlerce insanı, zilan deresine doldurdular. etraflarını makinalı tüfeklerle çevirdiler. makinalı tüfeklerin başında bizler, yani erler vardı. ellerimiz tetikteydi ve namlular topluluğa dönüktü. bizim arkamızda erbaşlar sıralanmıştı. elleri tüfeklerin tetiğinde namluyu bize yöneltmişlerdi. onların arkasında, üçüncü sırada subaylar tabancaların namlusuna mermiyi sürmüş bekliyorlardı. Biz ateş etmesek erbaşlar bizi vuracaklardı. onlar bizi vurmazsa subaylar onları ve bizi vuracaklardı.

16 Aralık 2011 Cuma

Ağrı İsyanları ile ilgili Kilamlar, Ağıtlar, Marşlar

Hozan Comert - Serhildanên Agirî


15 Aralık 2011 Perşembe

"Demir Kartallar"ın pilotları yetişiyor

Osmanlı ordusunun son derece zayıf hava filosundan yeni cumhuriyete 100 kadar uçak kalmıştı. Bunların çoğu havalanacak durumda değildi, içlerinden sadece birkaçı faal durumdaydı. Şeyh Sait isyanında uçakların önemini gören Kemalistler, Kürt ayaklanmalarını bastırabilmek için hızla hava kuvvetlerini güçlendirmeye başladılar. 1935 yılında Türk Hava Kurumu'nun pilot okulu "Türk Kuşu" kuruldu.


13 Aralık 2011 Salı

O bir AKP’liydi!

Bir önceki dönem AKP’den seçilen Kürt vekillerden biri, Erdoğan’a biat etmelerine rağmen seçimlerde üstlerinin çizildiğini söyledi. Eski vekil, “Her şeye rağmen biz Kürt milletvekilleri sustuk. Bir çok itirazımız olmasına rağmen dile getiremedik” diye konuştu. 

Zîlan soykırımı ya da Atatürk bebek katili miydi?



AHMET KAHRAMAN
akahraman61@hotmail.com

Kürtçe „Geli“nin İngilizcesi, „kanyon“dur. Türkçe’de ise ismi-cismi, adı yoktur. Kelimelerinin yüzde 70’i başka dillerden derleme olan Türkçe’de, pınar arkları, su sızıntıları da, Kürtlerin „çem“ dedikleri küçük nehirler, „mesil“ diye adlandırılan uzunlamasına çukurlar, Geli’nin küçüğü „Newal“ler, Zeliyê Zîlan gibi kayonlar da „dere“dir.

Ağri Isyani Ve Direnişi


Ağri Isyani Ve Direnişi:

1925 Şeyh Said isyanından sonra, 1 Temmuz 1925′ten başlayarak 7.800 Kürt ailesi sürgüne gönderildi. Yaklaşık iki yıl sonra Bilhamdun’da kurulan birleşik Kürt örgütü Xoybun’un yönettiği Ağrı Ayaklanması’nın sonuçları ve akabinde 7 Eylül 1930′da Ağrı Kürt Cumhuriyeti’nin çöküşü Kürtlere karşı büyük bir saldırı getirdi. Henüz sayısı bile tespit edilmemiş kadar insan yerinden edilerek zorunlu göçe tabi tutuldu ve onbinlercesi öldürüldü. Ağustos 1934′te Kenan Paşa tarafından bombalanan ve 1935′te Elazığ’da ‘ders olsun’ diye asılanlar, Doğu Vilayetleri Sivil Müfettişi Abidin Özmen’in Kürtsüzleştirme Politikası gereği sürgün edilen Kürtler, büyük bir patlamanın habercisiydiler. Simdi bu ayaklanmanin detaylarini ve Agri Kürd cumhurriyetinin direnis ve isyanini Basliklar altinda inceliyelim.

Zilan Deresi Katliamı

'Zilan Deresi'nde 13 Temmuz 1930 yılında yaşanan olaylardan şans eseri kurtulan Susak, şimdi Bulanık'ta dilencilik yapıyor. Olaylar sonrası akli dengesini yitiren ve şimdi 95 yaşında olan Susak, olaylardan sağ kurtulmayı başaranlarıdan haber alamadığını, o yüzden yıllardır tek başına yaşadığını söyledi. Bulanık'ta kötü bir hayat sürdürdüğünü belirten Susak, yaşadıklarını unutamadığını vurguladı.

DESTANA KOMARA AGİRÎ


Îhsan Nûrî Paşa welatperwer
Mîrê  Bedlîsê ji me ra Serwer
Biroyê Hesikê dû wî ra Rêber
Ordiya mêra niştimanperwer


Hemû mêrxas in binavûdeng in
Şervanê şer in, ji bona ceng in
Di şer û cengê da mîna leheng in
Ew qehremanin hemî çeleng in


Ağrı İsyanları Dönemine Ait Resimler



NİHAD GÜLTEKİN: Zîlan’ın gözyaşları

Vanlı Necmettin Salaz, Bir Derenin Gözyaşları - Zîlan adlı kitabında 1930 yılında yaşanan ve dünya tarihinde benzerine az rastlanılan bir katliamı yazmakla bir sorumluluğu yerine getirdi.

Bu, - kundaktaki bebekten bastonlu ihtiyara kadar - ayırt edilmeden kurşuna dizilen 25 köyün sakinlerine, 15 bin mazlum insana karşı bir sorumluluktur. Zîlan deresi katliamına dair hiçbir şey

Ağrı isyanına asker bakışı

Rohat Alakom’un hazırladığı ve Avesta Yayınları’ndan çıkan, ‘Bir Türk Subayının Ağrı İsyanı Anıları’ kitabı, Türk askerlerinin Kürtlere ve ayaklanmaya bakışlarını tarihi bir belge olarak okura sunuyor.

Ağrı isyanına asker bakışı

Gelîyê Sefo katliamı

’’Gelîyê Sefo’ya vardığımızda belleğimden hiçbir zaman silinmeyecek o vahşeti gördüm. Annem bu manzaraya daha fazla dayanamayarak bayıldı. Babam ise deliye dönmüştü.“

Gelîyê Sefo (Sefo Deresi) katliamının 28 Temmuz 1943 günü dönemin 3. Ordu Komutanı Mustafa Muğlalı’nın emriyle gerçekleştirildiği ve bu katliamda 33 Kürdün katledildiği biliniyor. Bu katliamın canlı tanığı Fatma Ana, annemdir ve şu an Van’ın Erciş ilçesinde oturmaktadır. Gelin şimdi Fatma Ana’ya kulak verelim: 
„Ben, 1930 Ağrı isyanında Şêx Tahir ile Şêx Zahir komutasındaki savaşçılardan Qaçax Dirbo’nun kızıyım.

‘Kürt tarihi beni cezbediyor’

Kürtlerin son yüzyılı üzerine yaptığı kapsamlı araştırmalarla tanınan Rohat Alakom, “Sürgünde yaşayan Kürt insanının yaşamı, serüvenleri ve tarihi beni çok cezbediyor” diyor.

Kürt yazar ve araştırmacı Rohat Alakom’un bir araştırma kitabı daha raflarda yerini aldı. Kürt şahsiyetlerin yanı sıra Kürtlere dair belgeleri de kitaplaştıran Alakom’un “Bir Türk Subayının Ağrı İsyanı Anıları”, geçtiğimiz ay Avesta tarafından yayımlandı. 

Çand û zimanê xwe diparêzin

Piştî serhildana Agirî, di sala 1929’an de bi sedan malbatên Kurd ên bajarê Maku ya Îranê bi îdiaya alîkarî dane serhildana Agrî ji gund û warên xwe koçber bûn û hatin sirgunkirin. 

mavi SÜRGÜN -1 -2- 3




Müslüm Yücel
Siz yoksa Rum musunuz? 
İstanbul’un görkemli sırtlarında bir konak. Değirmi bir masa, ötede genişçe bir salona uzayan büyük bir koridor. Odanın tavanlarında büyük avizeler, çay bardakları bile kristal, musluklar pirinç. Ziya Gökalp bu evin penceresinden İstanbul’a bakmaktadır. Pencerenin ötesinde masmavi deniz ve yemyeşil ağaçlar olsa bile, Gökalp bunların hiçbirinin farkında değildir. Hatta “kafasına sıktığı” kurşunu bile unutmuştur. Karacadağ’ın eteğine, “birer kartal gibi inen çadırlar” aklından bile geçmemektedir Gökalp’in. O yalnızca bir düşüncedir ve o düşünce deryasında yüzen bir balık gibidir.