15 Aralık 2011 Perşembe

"Demir Kartallar"ın pilotları yetişiyor

Osmanlı ordusunun son derece zayıf hava filosundan yeni cumhuriyete 100 kadar uçak kalmıştı. Bunların çoğu havalanacak durumda değildi, içlerinden sadece birkaçı faal durumdaydı. Şeyh Sait isyanında uçakların önemini gören Kemalistler, Kürt ayaklanmalarını bastırabilmek için hızla hava kuvvetlerini güçlendirmeye başladılar. 1935 yılında Türk Hava Kurumu'nun pilot okulu "Türk Kuşu" kuruldu.




Türk Hava Kurumu, Türk Tayyare Cemiyeti adı altında Takrir-i Sükûn Kanunu'nun çıkartılmasından üç hafta kadar önce, Şeyh Sait ayaklanmasının başladığı günlerde kurulmuştu. Bu isyanın bastırılmasında hava kuvvetlerinin yetersizliği görülünce, bir an önce uçak satın alınması ve pilot yetiştirilmesi faaliyetlerine başlandı.


Kayseri'de kurulan bir fabrikada uçak aksamı üretilmesine başlandı. Kısa sürede birkaç yüz uçaklık bir filoya sahip olan Kemalistler, bunları başta Kürtler olmak üzere kendi vatandaşlarını öldürmekte kullanmaya başladılar. 1927-1930 yılları arasındaki Ağrı Kürt isyanında, uçaklar etkili bir şekilde kullanıldı. Bu dönemde Türk Hava Kuvvetleri'nin 300 kadar uçağı vardı, bunların 60-70 kadarı isyanı bastırmakta kullanılmıştı.


Cumhuriyet gazetesi 16 Temmuz 1930 tarihli nüshası, "Ağrı Dağı tepelerinde tayyarelerimiz şakiler üzerine çok şiddetli bombardıman ediyorlar. Ağrı Dağı daimi olarak infilak ve ateş içinde inlemektedir. Türk'ün demir kartalları asilerin hesabını temizlemektedir. Zilan Deresi ağzına kadar ceset dolmuştur" haberini veriyordu.


1935 yılında Türk Tayyare Cemiyeti'nin adı Türk Hava Kurumu olarak değiştirildi ve 3 Mayıs 1935'te pilot yetiştirmek üzere "Türk Kuşu" adı verilen okul kuruldu. Bu okulun en tanınmış öğrencisi, Kemalistlerin "dünyanın ilk kadın savaş uçağı pilotu" olmasıyla övündükleri, Atatürk'ün manevi kızı Sabiha Gökçen'di.


Gerçekte soykırımdan arta kalan bir Ermeni yetimi olan Sabiha Gökçen, Atatürk tarafından evlat edinildikten sonra Türk Kuşu'nda yapılan gösterilerden çok etkilendi. Pilot olma isteği Atatürk tarafından kabul edildi ve aldığı eğitimden sonra "vatani görevini" yerine getirmek için gönüllü olarak dersim harekatına katıldı. Kadın, erkek, çoluk, çocuk demeden binlerce ve binlerce masum insanın üzerine bomba yağdırdı.


Türk Kuşu'nu bünyesinde barındıran Türk Hava Kurumu, tarihe bir kitle katliamı aygıtı olmasının yanı sıra fikre, zekât ve kurban derisi toplama yetkisine de sahip olarak, laik olduğu iddia edilen bir devletin dini ne şekilde sömürdüğünün bir kanıtı olarak da geçmiş bulunuyor.


Fotoğraf: Sabiha Gökçen, makineli tüfeğin başında gülerek poz verirken.


Kaynak: marksist.org

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder